Pazartesi, Temmuz 27, 2009

Biriktirdiklerim

Eteğimizdeki taşları dökmenin zamanı geldi. Uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyor diye boş oturduğumu zannetmeyin, daha doğrusu oturduğumu zannetmeyin, sürekli gezme halindeyim.Tanıyanlar biliyorlar, bir süredir İzmir'de yaşıyorum, hedefim İzmir ve bölgesinin lezzet duraklarını dolaşıp bloguma yazmaktı ama henüz başlayamadım, inşallah havalar biraz serinlesin yapacağım. Yukarıdaki fotoğraf Bostanlı'daki Bravo pastanesinden, bir sürü dondurma çeşidi var, karnım aç olduğu az yedim, ama aklımı da orada bıraktım. Bu külah menekşe, sakızlı dondurma ve biraz da malaga...

Kumru, heryerde kumru... İzmir'in içinde hiç yemedim henüz ama çevrede dolaşırken, en ufak bir acıkmada bir kumru yiyorsun oluyor, bitiyor. Şimdilik sadece Kumrucu Şevki'de yedim, zira her yerde şubesi var, bende orayı bildiğim için hep oraya gittim.

Geçen hafta bir de memlekete Karadenize gittim, aşağıda kuzenim Zuhal abla'nın dağınık kurabiyeler ve yengemin ' karalahana gürcücesi'. Gürcüce ne derseniz aslında bu genel bir isim, ana malzemenin ezildiği, içine temel olarak ceviz, sarımsak ve kişniş konulan yemeklerin genel ismi. Yeşil fasulye, karalahana, tavuk ile de yapılabiliyor, barbunya fasulye ile yapılana ise löbye deniyor.

Karalahana gürcücesinin tam tarifini almadım, ama karalahanalar haşlanıyor, damarları ve sert yerleri çıkarılıp biraz eziliyor, daha sonra biraz pirinç, biraz bulgur ile pişiriliyor, içine ezilmiş sarımsak, dövülmüş ceviz, mümkünse taze yoksa dövülmüş kinzi tohumu (kinzi= kişniş) konuyor, üzerine kırmızı pul biber.

İzmir'de haftasonları çok keyifli, her haftasonu Foça, Çeşme geziyorum. Bu haftasonu İstanbul'dan Aytül geldi, beraber önce Şirince yaptık. 2012'deki kıyametten Şirince kurtulacak iddialarını yerinde inceleyelim dedik. Doğru mu değil mi bilmem ama şirin bir köyümüzün kurtulma ihtimali bizi sevindirdi. Aşağıda Şirince'den bir görüntü ve bir tezgahtaki kabaklar.





Daha sonra Alaçatı..İki hafta önce de İpek'ciğim ile gitmiştik. Çok popüler ve akşamları çok kalabalık olmasının dışında gerçekten de çok güzel. Yine bol bol takı alışverişi... Geçen sefer sakızlı ve lorlu kurabiyelerin tadına bakmıştım, bu sefer İmren pastanesinden sakız tatlısı ve dondurmalı irmik helvasını denedim. Tatlarının nasıl olduğunu fotoğrafın olmamasından anlayabilirsiniz. Fotoğraf çekmeğe fırsat bile bulamamışım...

4 Comments:

Anonymous gülcan said...

acıktım resimlere bakınca :) kabaklar benim bildiğim süs kabakları mı ?

Ağustos 02, 2009 10:41 ÖS  
Blogger L1 said...

kesin emin değilim, ama süs kabağı değildi sanırım, köylü teyzeler bir tezgaha dökmüşlerdi hepsini.

Ağustos 03, 2009 8:21 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Benim de karnım acıktı...
Kumru da pek guzel gozukuyor...

Yasemin

Ağustos 13, 2009 2:39 ÖS  
Blogger L1 said...

Serdar Bey, size nasıl ulasacağım?

Aralık 17, 2009 9:48 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home