
Film festivali zamanı her sene en keyifli zamandır benim için, ama her sene aynı zamanlarda birşeyler olur, keyfim yarım kalır. Mesela bir seferinde taşınmıştım,(gerçi eşyaları içeri atıp, yerleştirme işini anneme ve ablama bırakıp sinemaya gitmiştim, hala aleyhimde delil olarak kullanılır zaman zaman), geçen sene ikinci haftasında Çin'e gitmiştim, biletlerim yanmıştı. Bu sene de son 3 gününü Çin yüzünden kaçırıyorum ama o zamana kadar keyfini çıkaracağım.Hem bu sene ofisin Avrupa yakasına taşınması sebebiyle 19.00 seanslarını da yakalayabiliyorum.
Her sene gittiğim filmleri bir yere not edeyim derim, ya elim varıpta edemem, ya da notları kaybederim. Bu sene madem kaybedemeyeceğim bir günlüğüm var, gittiklerimi yazayım dedim.
Cumartesi, festivalin ilk günü iki filme gidebildim.
Ateşkes: süperdi, festival sonrasında sinemalara gelecek, herkese tavsiye edeceğim.
Takeshi: Habibe'nin bana kazığı oldu.Topu topu bir film seçti, o da herhalde festivalin en kötüsüdür. Hicran da bizimle olabilmek için kapıdan bilet alıp geldi. Film sonrası Habibe ''diğerlerinin değerini bilin diye bunu seçmiştim'' dedi. Ama yemedik. Hala film iyiydi de acaba biz mi anlamadık diye düşünüyorum.
Pazar sabahı, lisedeki müdür muavinimiz Mehmet Alkan'ın şimdi müdürlük yaptığı okulda verdiği ve artık geleneksel olan brunch'a gittik. (bu sene 6. kez düzenlediler) Bizim tanıdığımız öğretmenlerden fazla katılan yoktu, ama birçok arkadaşı ve özellikle de uzun zamandır görmek istediğim eski dostum Dilek'i gördüm. Çok mutlu oldum.
Pazar günü öğleden sonra iki film seyredebildim.
Mary: Ben beğendim, insana yaşadığı hayatı sorgulatan bir filmdi. En azından benim için öyle oldu.
Ben bir seks bağımlısıyım : Küçük bütçeli,neşeli ve komik bir filmdi, bayağı eğlendim.
Pazar akşamı eve döndüğümde bitkin düşmüştüm, arka arkaya 2 film için yaşlanmışım dedim kendi kendime. Nerede 5-6 saat hiç kalkmadan film seyrettiğimiz günler :)
Filmler ile ilgili tüm bilgileri www.iksv.org adresinden alabilirsiniz.Ben afişi oradan aldım zaten